T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
KOCAELİ / KÖRFEZ - Yarımca Anadolu Lisesi

Ergenle İletişim

NASIL BİR AİLE ORTAMINDA ERGENLE SAĞLIKLI İLETİŞİM KURULABİLİR ?

NASIL BİR AİLE ORTAMINDA ERGENLE SAĞLIKLI İLETİŞİM KURULABİLİR ?

 

  • Ergenin bir birey olarak kabul edilmesi durumunda,
  • Aile içinde doğrudan, dürüst ve duyguların paylaşımına yönelik iletişim ortamının sağlanması durumunda,
  • Aile içindeki kuralların açık, net, yaşam içinde uygulanabilir, koşullara göre değişebilen ve aile üyelerince tartışılarak belirlenen kurallar olması durumunda,
  • Gence geleceğe yönelik planlar yapma hakkının sağlanması ve aile içinde seçme hakkı verilerek toplumla kuracağı bağların desteklenmesi halinde,
  • Gençler ana babalarını ana babalar da gençleri önyargısız bir şekilde dinlerlerse, birbirlerini anlamaya çalışırlarsa konuşulanlar ortak bir dile dönüşecektir.

 

           GENÇLERLE İLETİŞİM KURARKEN YAPILAN İKİ TEMEL YANLIŞ  

  • TUTARLI DAVRANMAMAK  :Anne babalar keyifsiz olduklarında veya ortamın gergin olduğu durumlarda aile tarafından daha önce alınmış kararları görmezden gelebiliyorlar. Bu durum tutarsız tavır ve davranışlara yol açmaktadır. Ergen bu gibi durumlarda hırçınlaşabildiği gibi kendi lehine de durumu kullanabilir. Anne baba keyifsiz olduğu durumlar gibi özel anlarında daha önce alınmış kararları uygulamama nedenini gence açıklamalıdır. Örneğin ev içinde daha önce alınan karar gereği genç odasında yüksek sesle müzik dinleyebilirken annenin o gün keyifsiz olması nedeniyle gencin müzik dinlemesine katlanamaması gibi.
  • SORUNU SAHİPLENME  :Pek çok anne baba sorunlarını çözmeleri için çocuklarını yüreklendirmek yerine, onların sorunlarını üstlenme hatasına düşmektedirler. Sorun ergeninse bırakın o çözmeye çalışın; siz destek olun, onun yerine sorunu çözmeye çalışmayın. Böyle olursa güveni zayıf, sorunlara çözüm üretemeyen gençler yetiştirmiş oluruz.

 

"Bir sorunun var galiba, yardımımı istermisin" şeklinde yaklaşımla ona daha çok yardımcı olabilirsiniz.

Herhangi bir sorunu veya sıkıntıyı anlayabilmek için ilk işiniz gençle konuşmak olmalıdır. Uygun zamanı birlikte belirleyin.(Yorgun, öfkeli vs. anlarda konuşmayın)   

Gencin yaptığı davranış kabul edilemez olduğunda ana babada kızgınlık ve öfke oluşur. Bu anlarda "sen dili" denilen yargılama, eleştirme ve suçlama tarzında iletişim engellerini kullanırız.

             " Bunu nasıl yaparsın?"

             " Ne zaman adam olacaksın" gibi.

Kızgınlığımızı genelde bu ifadelerle gence dile getiririz. Fakat bu ifadelerde kızgınlığımızın nedenini dile getirmeyiz. Sen dili kullanıldığında sorun çözümlenmez. Sorunlarımızın çözümlenebilmesi için "ben dili" dediğimiz duygularımızın nedenlerini paylaştığımız iletişim dili kullanılmalıdır. Örneğin :

               " Tv .başında çok fazla vakit geçirdiğin için derslerini yetiştiremeyeceğini düşünüp

                  endişeleniyorum." Gibi

" Ben Dili" ile konuşabilmek için karşımızdaki insanın davranışlarının bizde yarattığı duyguların ne olduğunun bilinmesi gerekmektedir.

 

                  İLETİŞİMDE İNSANLARIN ÇOĞU DUVAR, ÇOK AZI DA KÖPRÜ KURAR

sözü derin anlamlar içeren bir sözdür. 

 

           İLETİŞİM ENGELLERİ

 

  • Emir verme, yönlendirme,
  • Uyarmak, göz dağı vermek,
  • Nutuk çekmek, ahlak dersi vermek,
  • Öğüt vermek, kişi adına çözüm üretmek,
  • Yargılama, eleştirme, suçlamada bulunma,
  • Hak edilmeyen sık övme biçimleri,
  • Yorumlama, analiz etme.

 

İLETİŞİMDE ETKİLİ OLAN DİNLEME (ETKİN DİNLEME)

    Genelde gençler ve tüm insanlar kızgın olduğunda yada çok neşeli  anlarında duygularını dile getirme gereksinimi duyarlar. Bu anlarında sorunlarına ilişkin gösterilen çözümlere yada eleştirilere kendilerini kaparlar. Böyle anlarda duygu yüklü genci ve insanı anlamak için etkin dinlemeliyiz. "Etkin dinleme" sorunu olan gencin sorununun kabul edilip edilmediğini gösteren bir yöntemdir. Bu yöntem gencin sorunlarını anlatmasını ve kendi çözümlerini bulabilmesinde ona yardımcı olur.

            ANA BABA GENÇ ÇATIŞMALARI

     Gençler ile "BEN DİLİ" ile konuşmak bazen olumlu olmayan davranışlarını değiştirmelerinde etkili olmaz. Bazen gencin gereksinimi o denli güçlüdür ki ana babasına sorun yarattığını bilir fakat  davranışından vazgeçmez. Bu duruma ÇATIŞMA denir. Ergen çocuğunuzla çatışma yaşarsanız; sizlere "KAYBEDEN YOK" yöntemini öneriyoruz.

            ÇATIŞMALARI ÇÖZMENİN ÜÇ YÖNTEMİ

YÖNTEM 1 :Gençle ana baba arasında çatışma çıkınca, ana baba çocuğun kabul etmesini bekleyerek, kendi çözüm üretir. Genç karşı koyarsa, aile güç ve otorite ile tehdit eder. Bu yöntemde (Ana baba kazanır GENÇ KAYBEDER)

YÖNTEM  2  :  Çatışma çıkınca, ana baba kendi çözümünü kabul etmesi için önce genci ikna etmeye çabalar. Genç karşı gelirse ebeveyn ona boyun eğerek isteğini yapmasına razı olur. Bu  (Ana baba kaybeder GENÇ KAZANIR)

      Bu iki yöntem de ana babanın ve gencin yaklaşımı şudur :

                 "Benim istediğim olacak ve bunun için de gücümü kullanacağım." Ya da "Karşımdakinin  ihtiyaçları karşılanmasa bile kendi ihtiyaçlarım öncelikli." Her ikisinde de kaybeden taraf kazanana kırgın ve kızgındır.

YÖNTEM  3  :Ana baba ve genç arasında bir çatışma çıkınca ana baba ve  genç her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm bulmak için bir araya gelirler. Her biri, sonradan değerlendirilecek çözümler bulunur. En iyi çözüm üzerinde görüş birliğine varıldıktan sonra bunun nasıl uygulanacağına karar verilir. Güç kullanma ve baskı yoktur. Bu yöntemde (Kimse kaybetmez,HERKES KAZANIR) Bu yöntem altı basamaktan oluşan bir işlemdir.

        Çatışmaları sağlıklı çözmek için işlemler sırasıyla :

A )  Sorunu tanımla,

B )  Olası çözümler üretme,

C )  Çözümleri değerlendirme,

Ç )  İçlerinden en uygun olan çözümü / çözümleri değerlendirme,

D )  Kararın nasıl uygulanacağını belirleme,

E )  Çözümün başarısını değerlendirme.                     

      

 

 

Yöntem 3'ü kızgınlık, küskünlük türünde duyguların yaşanmadığı anında çözülmesi gerekmeyen çatışmalar için kullanmak yerinde olur. Örneğin :Gün içinde gencin bilgisayarını ne kadar süre kullanacağının belirlenmesi gibi durumlarda.

       AİLE İÇİNDE KURALLARIN KONULMASINDA YAŞANAN GÜÇLÜKLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

            Aileyi bir sistem olarak düşünürsek bu yapıyı oluşturanların bazı kurallara uyması, bir takım rolleri üstlenmesi bazı görevlerin paylaşımı durumunu getirir. Kurallarla ilgili aile içi çatışmaların nedenleri sırasıyla :

        KURALLARIN BELİRSİZLİĞİ :Örneğin "Ev temiz ve düzenli olmalıdır." kuralı belirsizdir. Aile bireylerinin görevleri net olarak belirlenmemiştir. Bu belirsiz kural "herkes kendi odasının düzen ve temizliğinden sorumludur" biçiminde net hale getirilebilir.

"Herkes eve zamanında gelmelidir." Yerine "Kışın en geç 19 :00 da yaz mevsiminde ise 20 :30 da eve gelinmelidir. Aile içi kurallar, ailenin anayasasıdır. Anayasa açık ve net                oluşturulmalıdır.

         KURALLARIN UYGULANMASINDAKİ TUTARSIZLIKLAR :Bir davranış bir gün anne tarafından yorgun olması nedeniyle kabul görmezken; bir başka gün aynı davranışın kabul görmesi de tutarsızlığa bir örnektir.

          KURALLARIN TEK TARAFLI OLMASI  :Kurallar sadece tek taraflı konulursa yani öğrenci ve anne baba birlikte kuralları belirlemezse kuraldan hoşnut olmayan taraf kendilerine haksızlık yapıldığını, kendilerine önem verilmediğini düşünürler. Kızgınlık ve öfke  olumlu olmayan tepkilere yol açabilir.

          KURALLAR UYGULANABİLİR OLMALI  :Kuralların aşırı katı ve yada  esnek olması uygulanabilir olmasını güçleştirir. Kuralların yasaklara , sorumlulukların zorunluluklara dönüştüğü zamanlarda kuralların uygulanma şansı azalır.

          KURALLARIN İHLALİ DURUMUNDA UYGULANMASI GEREKEN KARARLARIN  ÖNCEDEN BELİRLENMEMİŞ OLMASI :  Demokratik aile ortamında  ortak anlayışlı  belirlenen kuralların ihlal edilmesi durumunda karşılaşılacak sonuçlar önceden belirlenir. Bu sonuçların adil olmasına özen gösterilir. Ani alınan karar ve tepkiler, adil olmayan ceza ve yaptırımlar ortaya çıkarır.            

           KURALLARIN NEDENLERİNİN BİLİNMEMESİ  : Kuralların konulma nedenlerinin bilinmemesi, kurallara olan güveni  ve bağlılığı azaltacaktır.

 Örneğin; " Herkes kendi odasının düzen ve temizliğinden sorumludur" kuralının gerekçesi "Kimse kimsenin sorumluluğunu yüklenemez,evin temiz olabilmesi herkesin odasını temiz tutmasıyla mümkün olacaktır." Biçiminde ifade edilebilir.

 DERS ÇALIŞMA SORUMLULUĞUNU ALIP ALMAMA ÜZERİNE YAŞANANLAR

             Ders çalışmak öğrencinin sorumluluğudur. Ona sık sık ders çalışmalısın hatırlatması yaptığımızda çalışmaya niyeti varsa da vazgeçebilir. Sorumluluğunu almayı öncelikli olarak ona bırakın.

             "Bugün neler yapmayı düşünüyorsun, hangi derslerle ilgilenmeyi düşünüyorsun?" gibi açık uçlu sorularla savunmaya geçilmesini önleyebiliriz."Benim senin için yapabileceğim bir şey var mı?" diye sorarak yardımcı olabileceğinizi belirtebilirsiniz.

Ergeni başkalarıyla kıyaslamak hatalı bir yaklaşımdır.Kırılma,incinme stres yaratabilir. Eğer ergen çocuğunuzla ilişkiniz iyi ve yumuşak ise ölçülü biçimde ders çalışmasını hatırlatmak uygundur. Zaman zaman ders çalışmaya başlamak için uyarılmaya ihtiyaç duyabilir.Ergene ders çalışmanın gerekliliği uygun bir tarzda anlatılmalı. Kendisinin ders çalışma ihtiyacını keşfetmesi daha iyidir.Öğrencilerimize başarılar dileriz.        

REHBERLİK ve PSİKOLOJİK
DANIŞMA  SERVİSİ                                                                 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 09.12.2016 - Güncelleme: 16.08.2023 13:48 - Görüntülenme: 1143
  Beğen | 0  kişi beğendi